sağlık-sen başkanlar kurulu toplu sözleşmeyi değerlendirdi

Sağlık-Sen Başkanlar Kurulu, Toplu Sözleşme Süreci’nin değerlendirilmesi için bir iftar programında buluştu. Ankara’da yapılan toplantıya, Sağlık-Sen Genel Merkez Yönetim Kurulu, şube başkanlarının yanı sıra, Sağlık-Bakan Yardımcısı Agâh Kafkas, Prof. Dr. Vedat Bilgin, Doç. Dr. Erdinç Yazıcı da katıldı. 

Toplantının açılışında konuşan Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, tekrar yetkili olmaları ve üye artışından dolayı şube başkanlarına teşekkür etti. Toplu sözleşmeden, güncel konulara kadar değerlendirmelerde bulunan Metin Memiş, Sağlık-Sen ve Memur-Sen’in sendikal misyon ve vizyonuna da yönelik açıklamalarda bulundu.

TOPLU SÖZLEŞMEYE HAZIRIZ

Toplu sözleşmeye, teşkilatın görüş ve önerilerini de dikkate alarak taleplerin oluşturulmasıyla hazırlıklarını söyleyen Metin Memiş, 1 Ağustos’tan itibaren de taleplerin kazanıma dönüşmesi için mücadele edeceklerini kaydetti. Sözleşmeli personele kadro verilmesinin şimdiye kadar öncelikli talepleri içinde yer aldığını ifade eden Memiş, “Çok şükür ki, bu talebimiz ısrarlı takip ve gündeme getirmemiz sayesinde büyük ora karşılı. Kadro alamayan 4/C, vekil ebe-hemşire ve kamu çalışanı olmayan aile sağlığı çalışanları için de mücadelemiz devam edecektir. Toplu sözleşmenin genel konularını konfederasyonumuz yürütecek. Biz ise hizmet kolu toplu sözleşmesini yapacağız. Öncelikli taleplerimiz, hepinizin malumu; ek ödemelerin artırılması, emekliliğe yansıtılması, vergi adaletsizliğinin giderilmesi, nöbet ücretlerinin artırılması, yıpranma payının verilmesi, çalışanların ek göstergelerinin artırılması, araştırmacıların mağduriyetlerinin giderilmesi, görevde yükselme sınavı sonucunda 70 puan ve üzeri alan 2 bin 351 kişinin VHKİ kadrolarına atamalarının yapılması, aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarının yıllık izinde ücretlerinin kesilmemesi, üniversite hastaneleri ile Adli Tıp Kurumundaki hekimlere garanti gelir ödenmesi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda görevli kadro karşılığı sözleşmeli öğretmenlere, diğer öğretmenlere olduğu gibi öğretim yılına hazırlık ödeneği verilmesi ve kadro alamayan diğer sözleşmelilerin kadroya alınması” şeklinde konuştu. 

TERÖR BİTSİN, İSTİYUZ

Çözüm sürecine, anaların göz yaşlarının dinmesi için destek verdiklerini kaydeden Metin Memiş, Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu’nun da Akil Adamlar heyetine bir millet görevi olarak dahil olduğunu kaydetti.


Çözüm sürecinin başarıya ulaşacağının anlaşılmasıyla, Gezi olaylarının ülke gündemine sokulduğunu kaydeden Memiş, “Demokrasimize müdahale edilmek istendi. Millet iradesine müdahale edilmek istendi. Seçilmiş iktidar görevden uzaklaştırılmak istendi. Ancak milletimizin sağduyu ve basireti sayesinde bu oyunu planlayanlar amaçlarına ulaşamadı” şeklinde konuştu. 

SENDİKACILIĞIN NASIL YAPILACAĞINI GÖSTERDİK

Ortak Akıl mitingleriyle darbecilere ve darbelere ‘dur’ dediklerini hatırlatan Metin Memiş, referum paketine de sivil idare ve iradenin anayasa yapma iradesinden yola çıkarak ve pakette yer alan toplu sözleşme için, “Toplu Sözleşmeye de, toplumsal sözleşmeye de ‘evet’ “dediklerini ifade etti. 


Darbecilere alkış tutan sendika ve sivil toplum örgütlerinin varlığına dikkat çeken Memiş, “Bin yıl sürecek, denilen 28 Şubat’ı tezgâhladılar. Adına 5’li çete denilen, bugün yüz karası olarak hatırladığımız bazı sendika ve sivil toplum örgütleri de darbecilerin değirmenine su taşıdı. Ancak, onların desteklediği 28 Şubat bugün sanık salyesinde otururken, biz demokrasi mücadelesi verdik” dedi. Memur-Sen ve Sağlık-Sen’in gerçekleştirdiği yardım kampanyaları ve mitingler hakkında da bilgi veren Memiş, sosyal sendikacılığın da, değerler sendikacılığının da nasıl yapılacağının en güzel örneklerini gösterdiklerini belirtti.

ÖZGÜRLÜĞE REK İMZA ATTIK

Özgürlük İçin 10 Milyon adıyla, kamuda kılık-kıyafet özgürlüğünün kaldırılması için başlattıkları imza kampanyasına da değinen Metin Memiş, özgürlüğe 12 milyon 300 bin imza topladıklarını söyledi. İmzaların teslimini müteakip, kamuda serbest kıyafet uygulaması başlattıklarını da ifade eden Genel Başkan Memiş, darbe dönemi kalıntısı kılık kıyafet yönetmeliğinin de en kısa zama kaldırılması çağrısında bulundu. 

KAFKAS: SAĞLIKTA DÖNÜŞÜMÜ ÇALIŞANLARIMIZLA BAŞARDIK

Programa katılarak bir konuşma yapan Sağlık Bakan Yardımcısı Agâh Kafkas, Türkiye’nin sağlıkta büyük bir dönüşüme imza attığını söyledi. Bu değişim ve dönüşümü, çok sayıda eleman alarak değil, mevcut çalışanların öz verisi ve katkısıyla başardıklarını belirten Kafkas, çalışanlara teşekkür etti. 


Devletlerin gelişmişliğinin, milletinin sağlık sorununu çözmesiyle ölçüldüğünü belirten Kafkas, “Dünyada sağlıkta başarılı olmanın ölçüsü kişi başına 4500 dolar harcanması ve iyi yönetimdir. Biz bu başarıyı kişi başına 975 dolar harcayarak yakaladık. Bir çok ülke Türkiye Başarısı’nın formülünü öğrenmek için çalışıyor. İngiltere’de fıtık ameliyatına 6 ay sonra veriliyor. Bizde böyle bir durum yok. Biz bu başarıyı, sağlık çalışanlarımızla yaptık. Sağlığın evrensel hukukunda, hastanın hiçbir unsuru sorgulanmaz, tedavi edilir. Sendikacılık da böyle bir şeydir. Evrensel değerler ışığında sendikacılık yapılır” şeklinde konuştu. 


Geçmişte eczanelerin, her hafta etiket değiştirmek için kalfa çalıştırdığını söyleyen Kafkas, ilaç kutusundan çok etiket basıldığını dönemden ilaç fiyatlarının aşağı indiği döneme girildiğini belirtti. “Hayatın hangi alanına bakarsanız bakın, bir destan yazıldı. Bu destanı da bu millet yazdı.” diyen Bakan Yardımcısı Kafkas, kaybedilen yılların telafisi için çıkan fırsatların değerlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.


Dünyada sendikal yaşamın kan kaybettiği bir dönemde, Memur-Sen ve Sağlık-Sen’in başarısının önemine dikkat çeken Agâh Kafkas, dünyada üye sayısını muhafaza edenlerin başarılı sayılırken, Türkiye’de üye sayısının her yıl artmasının önemli olduğunu ifade etti. 

BİLGİN: MİLLET İRADESİNİN HAKİMİYETİ, KALKINMAMIZI SAĞLADI

Sağlık-Sen Başkanlar Kurulu’na katılarak bir konuşma yapan Prof. Dr. Vedat Bilgin ise, içinde bulunduğu Akil Adamlar’ın çalışması ve çözüm sürecine yönelik bilgi verdi. Türkiye’nin kendi coğrafyasında doğal zenginliğinin bir zamanlar sıfır noktasında olduğunu hatırlatan Bilgin, “Millet iradesi devlete hakim olmaya başlayınca, milletin birikimi topraktan endüstriyi, sanayiyi kurdu. Türk modernleşmesi, bu sürecin sonucudur. Demokratikleşme süreci, son 10 yılda büyük aşama kaydetmiştir. Türkiye, dünyanın 16.büyük ekonomi gücüdür. Bölgenin birinci gücüdür. Avrupa’nın 6. gücüdür” şeklinde konuştu. 


Türkiye’nin tarihi ve kültürel mirasla bütünleşme, bu bilinçle hareket etmesinin, Türkiye karşıtları ve Türkiye’yle hesaplaşması olanların uykusunu kaçırdığını ifade eden Prof. Bilgin, etnik ayrımcılığın zararlarına dikkat çekti. Bu ülkede yaşayan muhtelif unsurların, tarihte bir millet olmayı sağladığını belirten Bilgin, “Etnik kimliğimize dönerek bir şey elde edemeyiz. İmparatorluk kültürü içinde aşıp geldiğimiz bir anlayış vardır. Bireyselde bizim için anlamlı olan etnik kimliğimiz, büyük coğrafyada bu kadar önemli değildir” dedi. 


VESAYETÇİ REJİM, BATILILAŞMA ÇABASININ BİR SONUCUDUR


Gezi olaylarının patlak verdiği döneme dikkat çeken Prof. Vedat Bilgin, bu gelişmeleri ise şu şekilde açıkladı: “26,5 milyar Euro’luk hava alanı ihalesi yapıldı. 700 milyar dolarlık Galataport ihalesi yapıldı. 2,5 milyar dolarlık üçüncü köprünün ihalesi yapıldı. Bu rakamların ekonomiye yansımasını görmemiz lazım. Bu projeler, Büyük Türkiye rüyasının gerçeğe dönüşmesini sağlayacak. Sadece Türkiye değil, Ortadoğu, Orta Asya üzerinde planları olanların uykuları bunun yüzünden kaçıyor. Gücümüzü topladık, enerjimizi birleştirdik. Bir ayda bunlar yapıldı, Haziran’da Türkiye sarsılmaya başladı. Yönetilemeyen Türkiye manzarası oluşturulmaya çalışıldı.”


Gezi Parkı olayları, Suriye ve Mısır üzerinden Türkiye’ye cevap verilmeye çalışıldığını ifade eden Vedat Bilgin, Türkiye’nin bu cevabı tersine çevirecek güce sahip olduğunu kaydetti. 
Çözüm süreciyle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Bilgin, “Çözüm süreci, terör örgütünün silahlı mücadeleden vazgeçmesi ve çıkmaza girdiğini kabul etmesi esasına dayanıyor. Aşamaları ise silahların bırakılması, terör örgütü mensuplarının yurt dışına çıkması ve yurt dışındaki unsurların tasfiye edilmesidir. Türkiye’nin karşısında bölgede bir ittifak kuruldu. Türkiye’den taviz almak isteyenler bunu yapamayacağını anlayınca, yalnızlaştırma politikasını seçtiler. Ne Suriye’deki diktatör, ne Mısır’daki diktatör daha fazla orada kalabilir. Bölgenin kaderi değişmeye başladı.” dedi. 

YAZICI: SENDİKACILIK KALICI OLMALI

Doç. Dr. Erdinç Yazıcı ise konuşmasında, Türkiye’nin sendikal geçmişi ve geldiği nokta üzerine değerlendirmelerde bulundu. Memur-Sen’in kuruluşuna şahit olduğunu belirten Yazıcı, “Memur-Sen bugün Türkiye’nin en büyük konfederasyonu. Sağlık-Sen, en büyük sendikalardan biri. Gelinen nokta çok önemli. İçinde bulunduğumuz durum, kamu görevlileri açısından da önemli. Meşruiyet sorunundan bu günlere gelindi. Önce toplu görüşme hakkı verildi, daha sonra toplu sözleşme hakkı verildi” şeklinde konuştu. Doç. Dr. Yazıcı, sendikaların emek derneğinden kurtulup toplu sözleşmeye geçmesinin önemli bir aşama olduğunu ifade ederken, Memur-Sen’in, sendikacılığın bu aşamaya gelmesinde önemli katkıları olduğunu vurguladı. 


Türkiye’nin, kirli bir sendikal anlayıştan geldiğini, yeni geliştirilen bu sendikal tarzın, geleceğe varlığımızı ve irademizi taşımayı sağlayacağını söyleyen Doç. Yazıcı, “Bu mücadele daha bilinçli ve bilgili şekilde geleceğe taşınabilir. İçerik olarak, kurumsal olarak sendikacılığın içi doldurulmalı. Bunun yapılması, sendikaları Türkiye’nin gerçek kurumu haline getirecektir. Sendikacılığın en zor bölümü de bu” şeklinde konuştu. 

TOPLU SÖZLEŞME TALEPLERİ DEĞERLENDİRİLDİ

Toplantının sonraki bölümünde ise, Genel ve Hizmet Kolu Toplu Sözleşmesi talepleri hakkında bilgi verildi. 

 

TOPLU SÖZLEŞME TALEPLERİMİZE ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ

 

  • PAYLAŞ :