Başbakan Erdoğan’dan Sağlık Çalışanlarına Müjde

Sağlık-Sen tarafından Ebeler, Hemşireler ve Anneler Günü kapsamında düzenlenen Sağlık Çalışanları Türkiye Buluşması’na katılan Başbakan Erdoğan, sağlık çalışanlarına bir çok müjde verdi. Lisans tamamlama konusunda Sağlık Bakanı’na talimat veren Başbakan Erdoğan, sağlık çalışanlarının 5 yıllık hizmetine 1 yıl yıpranma payı için de gerekli çalışmaların yapılmasını istedi. Başbakan, kreş isteğine de olumlu cevap verdi.

Sağlık-Sen Ebeler, Hemşireler ve Anneler Günü, ‘Sağlık Çalışanları Büyük Türkiye Buluşması’ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Agah Kafkas, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bakan Yardımcısı Halil Etyemez, Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Sağlık-Sen Onursal Başkanı, Ak Parti Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Kaçar, Ak Parti Manisa Milletvekili Muzaffer Yurttaş, Ak Parti Adıyaman Milletvekili Murtaza Yetiş, Devlet Personel Başkanı Mehmet Ali Kumbuzoğlu’nun yanı sıra çok sayıda davetlinin katılımı ile yapıldı.

Açılışta konuşan Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, sağlık çalışanlarının taleplerini dile getirdi. Sağlık çalışanlarının yıpranma payı, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması, vekil ebe hemşireler, kamu personeli olmayan aile sağlığı çalışanları, 4/C’liler ve görevde yükselme sınavını kazanmasına karşın kadrosuzluk sebebiyle atanamayan 2351 kişiye de kadro talep etti.

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu’nun konuşmalarından sonra kürsüye çıkan Başbakan Erdoğan, Sağlık-Sen’in talep ettiği konulara yönelik müjdeler verdi.

Başbakan Erdoğan, sağlık çalışanlarının 2 yıllık ön lisans eğitiminin 4 yıla tamamlanmasının önünün açılacağını belirtirken, yine sağlık çalışanlarının 5 yıllık hizmetine, 1 yıl yıpranma hakkı verilmesi için yasal düzenleme yapılacağını söyledi.

ERDOĞAN: SİZLER UMUDUN ADISINIZ

İnsan hayatı için, hayatı kurtarmak için, hastalıklara şifa bulmak için mücadele edenlerin kutsal bir görev ifa ettiklerini belirten Başbakan Erdoğan, "Onun için sizlerin yeri çok farklı. Ne büyük zorluklar yaşadığınız biliyoruz. Ulaşılmazlara ulaştığınızı, uzak demeden, ücra demeden, ihtiyacı olanlara nasıl el uzattığınızı biliyoruz. O çilelere rağmen, insanların en güzel anılarına tanıklık ettiğinizi biliyoruz. Bebekler dünyaya geldiğinde annelerinden önce sizleri görüyor. Ameliyatla dünyaya yeniden gelmiş gibi uyanan, hastalar önce sizleri görüyor. En zor anlarında bir şefkat bekleyen yaralı önce sizi görüyor" dedi.

2007 yılında lisansüstü eğitim alan hemşirelere, uzman hemşire yolunu açtıklarını anımsatan Başbakan Erdoğan, 2010 yılında yayımlanan hemşirelik yönetmeliği ile hemşirelerin görevi, yetki ve sorumluluklarını deha belirgin hale getirdiklerini söyledi.

SAĞLIK ÇALIŞANLARINA 3 MÜJDE

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sağlık çalışanlarına 3 müjde verdi. Başbakan Erdoğan; sağlık çalışanlarının 2 yıllık ön lisans eğitiminin 4 yıla tamamlanmasının önünün açılması için Sağlık Bakanına talimat verdi. Sağlık çalışanlarının talepleri arasında yer alan, yıpranma payı konusunda da çalışma başlatılacağını açıklayan Erdoğan, sağlık çalışanlarına 5 yıllık hizmet karşılığında 1 yıl yıpranma hakkı verilmesi konusunda, çalışma yapılması için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'e talimat verdi. Başbakan Erdoğan sağlık çalışanlarının çocuklarına kreş hizmeti verilebilmesi için de bir çalışma yapacaklarını müjdeledi. Başbakan Erdoğan, her hastanede kreş açılması için çalışma yapılmasını da istedi.

HASTANELERDE REHİN KALMAK YOK

AK Parti hükümeti öncesi, röntgen için 6-7 ay sonrasına gün verildiğini hatırlatan Erdoğan, “Bu Afrika ülkelerinde yoktu. Bunların hepsi geride kaldı. Sağlık hizmet almak adeta insanımız için çileydi. Belediye başkanlığı dönemimde rehine kurtardığım günleri hatırlıyorum. Bu ülkede bunları yaşadık. Türkiye'de yıllarca hastane kapılarındaki dramlar manşetlere yürek parçalayıcı haberler okundu. Allah'a şükür bizler bu tabloyu değiştirdik” dedi.

SİZİN YAPTIĞINIZ BİR AŞK

Erdoğan “Sizin verdiğiniz, hizmetin bedeli olmaz. Şunu bilin, sizinki bir aşktır, çünkü bu iş öyle kolay kolay yapılmaz. Ama bir sevdan olunca yapılır” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet temeli üzerinde yükselteceklerini söyledi. Artık boynum bükük hastane kapılarından insanların dönmesini görmek istemediklerini belirten Erdoğan, Sağlık alanında eksiklerin olduğunu ve bunların aşılacağını kaydetti. Başbakan Erdoğan, sağlık çalışanlarına müjdelerde verdi.

 

SAĞLIK-SEN GENEL BAŞKANI METİN MEMİŞ'İN TAM KONUŞMA METNİ:

Sayın Başbakanım, Sayın Bakanlarım, Sayın Genel Başkanım, Sağlık-Sen’imizin çok değerli mensupları, Türkiyemiz’in 81 ilinden programımıza teşrif eden ebe ve hemşire arkadaşlarım, değerli misafirlerimiz;

Ebeler, Hemşireler ve Anneler Günü vesilesiyle düzenlediğimiz Sağlık Çalışanları Türkiye Buluşmamıza hoş geldiniz, şeref verdiniz.

Büyük devlet adamı, Kanuni Sultan Süleyman diyor ki;

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi.

Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi.

Yeni yüzyılda muteber devletin mimarı, darbelere ve darbecilere karşı dimdik duran, milletin alın terine, çalışanın emeğine, yetimlerin ekmeğine göz dikenlere aman vermeyerek dualar alan Sayın Başbakanım; dünyaya adım attığımızda ellerinde ilk nefesi aldığımız ve ömrümüz boyunca bizim sağlığımız için mücadele eden ebe ve hemşirelerimizin, analarımızın böylesi kutsal bir meslek için bir ömür çalışan kadınlarımızın bu mutlu günlerinde yanımızda olmanızın gurur ve mutluluğunu yaşıyor, programımıza katılımınızdan dolayı tüm sağlık çalışanları adına bir kez daha sizlere teşekkür ediyor, hoş geldiniz, şeref verdiniz, diyorum.

Sayın Başbakanım

Sağlık-Sen, 210 bin üyesiyle, sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarını temsil eden ülkemizin en büyük sağlık sendikasıdır. Memur-Sen’imizin kurucu gene başkanı Merhum Mehmet Akif İnan ağabeyimizin dediği gibi, millet adına hizmet sendikacılığı anlayışıyla, kamu çalışanlarımızın hakları başta olmak üzere milletimiz, ülkemiz ve insanlık alemini temsil eden bir anlayışla sendikacılık yapıyor, aldanmayan ve aldatmayan sendikacılık düsturuyla da hak mücadelemizi sürdürüyoruz.                                                                   

Sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının taleplerini kazanıma dönüştürmenin yolu olarak yakıp yıkmayı, yaşasın ve kahrolsun sloganları atmayı değil, bilimsel çalışmalarla çözüm üreten, diyaloga açık sendikacılık anlayışımızla masaya taşıyor ve başta sağlık ve sosyal hizmet politikaları olmak üzere çalışanlarımızın sorunlarını bu anlayışla çözüyoruz. Biz hak arama mücadelesini halka verilen hizmeti aksatarak değil, halkımızla bütünleşerek, halkın içine girerek yapıyoruz.

Sayın Başbakanım;

Millet adına hizmet sendikacılığı derken, ülkemizin geleceği, milletimizin geleceği, vesayetin deşifre edilmesi süreçlerinde de Memur-Sen ailesi olarak aktif rol aldık. Ülkemizde 30 yıldır devam eden, 40 bin cana mal olan, 400 milyar dolarımızı harcadığımız terör belasının bitirilmesi ve güçlü bir Türkiye ideali için tarafınızca başlatılan çözüm sürecine de Memur-Sen ailesi olarak da destek verdik. O süreçte başta şahsım olmak üzere yönetim kurulu üyelerimiz ve tüm Memur-Sen teşkilatımızla birlikte çözüm sürecinin niçin olması gerektiğini, başta sağlık çalışanlarına ve milletimize elimizden geldiği kadar anlattık. ‘Analar ağlamasın, gözyaşı akmasın, şehit cenazeleri gelmesin, ülkemizin kaynakları teröre değil, ekonomiye oradan da milli gelire yansısın. Kardeşlik hukukumuz gelişsin’, dedik. Hem bölgemizde, hem dünyada güçlü bir Türkiye için çözüm sürecinin önemli olduğu vurgusunu il il gezerek anlattık. Bugün burada çözüm sürecinin aynı kararlılıkla devam etmesini ve ülkemizin bölgesinde ve dünyada lider ülke idealine Sağlık-Sen olarak sonuna kadar destek vereceğimizi gür bir sesle ifade ediyoruz.

Sayın Başbakanım;

Bu ülke demokratikleşiyor, özgürlüklerin önü açılıyor, ülkemiz güçlü bir ülke oluyor. Ben bu süreçte, tarihe kara bir leke olarak geçen, ülkemizde uygulanan başörtüsü yasağı gibi çağ dışı bir uygulamanın kaldırılmasında düzenlediği imza kampanyasıyla 12 milyon 300 bin imza toplayarak bu süreci başlatan Memur-Sen teşkilatımıza ve bu ayıbın tarihin karanlıklarına gönderilmesinde ortaya koymuş olduğunuz iradenizden dolayı size sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

 

Güçlü bir Türkiye istemeyen iç ve küresel aktörler ülkemiz üzerinde oyunlar oynamak istediler. Gezi eylemleriyle beraber başlayan bir süreçten sonra, amacına ulaşamayanlar 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonlarıyla sözde yolsuzluk kisvesi altında milletin seçtiği hükümete yargı darbesi yapmak istediler. Allah’a hamd olsun, bu milletin seçtiği liderinin ve milletin feraseti ile amaçlarına ulaşamadılar. Burada da başarılı olamayınca, Taksim ısrarıyla 1 Mayıs’ı oyunlarına alet etmek istediler. 2010 ve 2011’deki 1 Mayıs’ın bayram havasında geçtiğini söylüyorlar. Oysa ki 2010 yılında, emek ve ekmek dayanışması adına, bütün işçi ve memur konfederasyonları ile ortak kutlama kararı almıştık. Ancak, o gün Taksim’de yapılan kutlamada, karşı mahallenin ideolojik hesaplaşmaları sahneye yansıdı ve çıkan olaylarda Onursal Genel Başkanımız, Ak Parti Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Kaçar’ın kolu kırıldı. Bir sonraki yıl ise, bizim bütün iyi niyetimize rağmen, karşı mahalle rol çalma, tribünlere oynama derdine düştü. Biz bir kez daha anladık ki bunların derdi emek ve ekmek mücadelesi değil. Bunun üzerine Memur-Sen ailesi olarak 1 Mayıs’ın bayram gibi nasıl kutlanacağını ve hak arama mücadelesinin nasıl verildiğini ilk olarak 2012 yılında Hak-İş’le birlikte Tandoğan’da, kardeşliğimiz, ekmeğimiz ve emeğimiz için sloganıyla 2013 yılında Çanakkale’de, bu yıl ise çözüm sürecine destek olmak, bu ülke üzerinde oynana oyunları bozmak için Diyarbakır’da gösterdik.

Diyarbakır İstasyon Meydanı’ndan, bu ülke üzerinde oyun oynayanlara seslendik ve “Siz ne kadar plan yaparsanız yapın, bu ülkeyi bölemeyecek, kardeşliğimizi bozamayacaksınız. Bu ülke üzerinde oynanan oyunlara, milletin iradesinin ipotek altına alınmasına müsaade etmeyeceğiz.” dedik.

Buradan Sağlık-Sen teşkilatı olarak bir kez daha sesleniyoruz: Bu ülkenin içindeki her türlü paralel, yatay, dikey örgütlenmenin karşısındayız. Bu ülkede ne yargı vesayetine, ne medya vesayetine, ne paralel vesayete, ne de küresel vesayete, artık millet olarak müsaade etmeyeceğiz. İrademize hep beraber sahip çıkacağız.

Sayın Başbakanım;

Ülkemiz, bir seçim dönemine giriyor. Millet, ilk defa Başkanını seçecek. Ancak son zamanlarda kimi yargı mensupları demokrasiye balans ayarı vermeye çalışarak, eski alışkanlıklarını tekrarlamak istiyorlar. Dün brifingli yargı kararlarıyla vesayete ‘topuk selamı’ çakanlar vardı, bugün ‘cübbeleri’ ile siyaset yapmaya çalışanlar var.

Dünküler, nasıl milli irade tarafından tarihin çöp sepetine atıldıysalar, bugünküler de aynı çöp sepetlerinde yerlerini alacaklar. Milletin iradesine tuzak kuranlar başarılı olamayacak, yeni Türkiye yolunda milletin yürüyüşünü durdurmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.

Bu millet iradesiyle kendi başkanını seçecek ve millet iradesi tecelli edecektir.

Sayın Başbakanım;

12 yıldır ülkemizde önemli değişim ve dönüşüm süreçleri yaşıyoruz. Bu sürecin en önemlilerinden birisi, sağlıkta yaşanan dönüşüm süreci oldu. Bu süreçte bütün vatandaşlarımızın eşit şekilde sağlık hizmeti almalarının önü açıldı. Sizden ambulans istediler, siz uçak ambulans, helikopter ambulans, paletli ambulans alarak birilerinin hayal dahi edemediklerini bu milletin hizmetine sundunuz.

Hasta memnuniyeti yüzde 39’lardan yüzde 76’lara çıktı. Ben bu anlamda milletin bir ferdi olarak bu dönüşüme öncülük ettiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum. Sağlıkta dönüşümün başladığı günden bu güne millete hizmeti şiar edinen ve sağlıkta dönüşümün başarıya ulaşmasını sağlayan, bu dönüşümün gerçek mimarı olan hemşiresinden doktoruna, ebesinden ATT’sine, hizmetlisinden memuruna tüm sağlık çalışanlarına da huzurlarınızda teşekkür ediyorum.

Sağlık hizmetini sunanların içinde en önemli görevi üstlenen aktörler; şüphesiz burada bulunan ebe ve hemşire arkadaşlarımız. Avrupa’daki meslektaşlarının üç katı fazla çalışmalarına rağmen, ayda belki 8-10 nöbet tutarak iş yoğunluğu nedeniyle eşine, çocuğuna ve sosyal yaşamına zaman ayıramasalar da bu süreçte millete hizmet etme noktasında var güçleriyle mücadele ettiler.

Bu hizmeti sürdürürken, zaman zaman şiddete maruz kaldılar. Biz, Sağlık-Sen olarak 2009 yılı itibarıyla şiddetle mücadele konusunda önemli çalışmalar yaptık. Sempozyumlar, paneller ve yaptığımız araştırmalarla ilgili raporları hem bakanlığa hem de TBMM Sağlıkta Şiddeti Araştırma Komisyonu’na sunduk. Ve bu çalışmalarımız karşılık buldu. Yapılan yasa değişikliğinde sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanların tutuklu yargılanmaları önemli bir düzenleme yapıldı. Bu, sizin sağlık çalışanlarına verdiğiniz değerin bir göstergesidir. Sağlık çalışanları adına, bu düzenlemeden dolayı sizlere teşekkür ediyorum.

Sayın Başbakanım;

Sağlıkta dönüşümün mimarlarının,  bazı taleplerini burada sizlerle paylaşmak istiyorum.

Sağlık çalışanları bu hizmeti sunarken yıpranıyor, ancak yıpranma payı alamıyor. Bunu bir örnekle tanımlayacak olursak, bir kaza yerine sağlık çalışanı, jandarma, polis, itfaiye ve gazeteciler geliyor. Sağlık çalışanları dışında, bu saydığım bütün meslek gruplarının yıpranma payı var; 7/24 hizmet veren ve çalışanlarının yüzde 60’ından fazlası bayan olan sağlık çalışanlarının yıpranma payı maalesef alamıyor. Sağlık çalışanlarına yıpranma payı verilmesi konusunda desteğinizi istiyoruz.

Sayın Başbakanım;

Sağlık çalışanları döner sermaye kaynağından ek ödeme aldıkları gerekesiyle, çifte vergi vermek zorunda kalıyor. Bu vergi mağduriyetinin giderilmesi ve sağlık çalışanlarının gelecek kaygısı duymamaları için ek ödemelerinin emekliliğe yansıtılması talebimize desteğinizi istiyoruz.

Sayın Başbakanım;

Sağlık-Sen olarak eğitimi önemseyen bir sendikayız. Ülke genelinde 5 bin sağlık çalışanının sağlık yönetimi konusunda yüksek lisans yapmasına öncülük ettik. Bakanlığımızla birlikte, ebelik, hemşirelik ve sağlık memurluğu konusunda lisans tamamlama eğitimleri yapıldı. Bu kapsamın dışında kalan 100 bin arkadaşımızın lisans tamamlamasına ilişkin de girişimlerimiz sonucu, Bakanlığımız iki üniversite ile protokol imzaladı. Ancak, son sözü YÖK söyleyecek. Biz, 2014 yılının sağlık çalışanları eğitim yılı olmasını istiyor ve lisans tamamlamanın 2014 yılında başlatılması noktasında desteğinizi bekliyoruz.

Sayın Başbakanım;

Ek göstergelerle ilgili yeni bir düzenleme yapılacağı konuşuluyor. Bu anlamda sağlık lisansiyeri olan çalışanlarımız başta olmak üzere tüm sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarımızın ek gösterge düzenlemesinden faydalandırılmasını istiyoruz.

Sayın Başbakanım;

Kamudaki 200 bini aşkın sözleşmelinin kadroya geçirilmesini siz sağlamıştınız. Onlar adına bir kez daha teşekkür ediyorum. Ancak, sağlık hizmetlerinde görev yapan 660 vekil ebe hemşire, 3 bin civarında kamu personeli olmayan aile sağlığı merkezi çalışanı ve görevde yükselme sınavını kazanan ancak yeterli kadro olmadığı için ataması yapılmayan 2351 arkadaşımıza ve 4/C’lilere de kadro verilmesini sizden talep ediyoruz.

Sayın Başbakanım;

Biz Memur-Sen ve Sağlık-Sen ailesi olarak bu ülkeyi çok seviyoruz. Bu ülke ne kadar güçlenirse, bu ülkenin ekonomisi ne kadar büyürse, kamu çalışanlarının da, işçinin de çiftçinin de ekmeği o kadar büyük olur, anlayışını taşıyoruz.

Çocuklarımızın geleceği adına, ülkemize gönül verenlere, milletimizin sesi olanlara, milleti için dik duranlara sonuna kadar destek olacağımızı bir kez daha ifade ediyorum.

Sözlerime son verirken alın terimizin kurumadan, hakkımızın karşılık bulduğu, emeğin daha çok saygı gördüğü ekmeğimizin büyüdüğü, demokrasimizin vesayetlere kurban edilmediği günlere olan inancımı ifade ediyor, bu anlamlı günde bizi yalnız bırakmayan başta Sayın Başbakanımız olmak üzere tüm misafirlerimize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.

 


  • PAYLAŞ :