Sağlık-Sen'in Raporu Kamuoyunda Büyük Yankı Uyandırdı

 

üçgenininde Türkiye'nin ve dünyanın karşı karşıya kaldığı/kalacağı sorunları ve çözüm önerilerini kamuoyuyla paylaştı. Son zamanlarda; aile ve toplum hayatını tehdit eden ahlaki ve kültürel dejenerasyon ile zararlı madde alışkanlığı konularında yapmış olduğu çalışmalarla bireylerin ve ailelerin bilinçlenmesine katkıda bulunan Vakit Gazetesi Muhabirlerinden Aslan Değirmenci Sağlık-Sen tarafından hazırlanan raporu haberleştirerek önemli bir kamu hizmeti daha sağladı.

Vakit Gazetesi'nin Sağlık-Sen'in raporuyla ilgili haberi:

Çocuklar ergenlik öncesi uyuşturucu ve alkolle tanışıyor

 

Sağlık Sen’den uyuşturucu raporu: Sağlık Sen tarafından kurulan Kötü Alışkanlıkları Araştırma ve Mücadele Komisyonu, 2006 raporunu açıkladı. Raporda, alkol, uyuşturucu ve sigaranın kapısını aralayan başlıca nedenin manevi doyumsuzluk olduğuna vurgu yapıldı. Rapora göre; uyuşturucu, alkol ve sigaraya başlama yaşı ergenlik öncesine kadar düştü.

Çocuklar sağlığını tehdit eden uyuşturucuyu bar, diskotek, eğlence yerleri, ev toplantıları ve internet kafelerin yanı sıra artık okul önlerinde bile temin edebiliyorlar. Boşanmaların yüzde 70’i, cinayetlerin yüzde 72’si, intihar teşebbüslerinin yüzde 80’i, hırsızlığın yüzde 70’i, ırza tecavüzlerin yüzde 60’ı, trafik kazalarının ise yüzde 70’i alkol ve uyuşturucudan kaynaklanıyor.
Çocuklarda ve gençlerde artan şiddet eğilimi ile okullarda meydana gelen olayların yanı sıra son günlerde artan toplumsal olayların araştırılarak, alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Memur Sen Konfederasyonu’na bağlı Sağlık Sen tarafından kurulan Kötü Alışkanlıkları Araştırma ve Mücadele Komisyonu, 2006 raporunu açıkladı. Raporda, alkol, uyuşturucu ve sigaranın kapısını aralayan başlıca nedenin manevi doyumsuzluk olduğuna vurgu yapıldı. 
RAKAMLAR HER ŞEYİ ANLATIYOR
10 il üzerinde yapılan araştırma sonucunda hazırlanan raporda, günümüzde uyuşturucu ve sigara bağımlılığının bütün dünyada olduğu gibi Türkiye açısından da en önemli bireysel ve toplumsal sorun haline geldiği belirtildi. Uyuşturucu, alkol ve sigaraya başlama yaşının ergenlik öncesine kadar düştüğünün ifade edildiği rapora göre, çocuklar sağlığını tehdit eden uyuşturucuyu bar, diskotek, eğlence yerleri, ev toplantıları, internet kafelerin yanı sıra artık okul önlerinde bile temin edebiliyorlar. Rapora göre, boşanmaların yüzde 70’i, cinayetlerin yüzde 72’si, intihar teşebbüslerinin yüzde 80’i, tutuklanmaların yüzde 68’i, hırsızlık ve yankesiciliklerin yüzde 70’i, ırza tecavüzlerin yüzde 60’ı, trafik kazalarının ise yüzde 70’i alkol ve uyuşturucudan kaynaklanıyor.
EN BÜYÜK ETKEN MANEVİ BOŞLUK
Kişileri alkol, uyuşturucu ve sigara kullanmaya iten sebeplerin başında manevi boşluk ve inanç zaafının geldiği ifade edilen raporda, diğer etkiler şu şekilde sıralandı: “Bilgisizlik, özenti, merak, moda, tehlike arzusu, kendini ispatlamaya çalışma, eğitim zaafiyeti, televole kültürü, aile yapısındaki bozukluk, geçimsizlik, ahlâki ve manevî zaaflar, bölünmüş aile ve sürekli medyada özendirmeye yönelik programlar.”
UYUŞTURUCUNUN ZARARLARI
Rapora göre uyuşturucunun vücudumuzda en büyük zarar verdiği organ beyin. Raporda şöyle denildi: “Sigara ve bütün uyuşturucuların en büyük zararı ve tahribatı beyin ve merkezi sinir sistemi üzerindedir. Zamanla uyuşturucu aklı ve iradeyi işlemez hale getirir. Beyinde oluşan tahribattan dolayı kişiyi normal yaşam ve davranışlardan uzaklaştırır. Uyuşturucu bağımlılarında akıl ve sinir hastalıkları sıkça görüldüğü gibi sindirim sistemini de çürüterek, bulantı, kusma, karın ağrıları, kabızlık, ishal, mide ve bağırsak spazmları, kanama ve yaraları, gastrit, ülser gibi hastalıklara yol açar. Bu zehrin vücuttan atılması çok zordur. Onun için karaciğer ve böbreklerde tıkanmalara, yetersizliğe, yağlanma ve sertleşmeye neden olur. Albüm, idrar tutamama gibi yan etkileri de sıkça görünür. Uyuşturucu, gözlerde şaşılık, gece körlüğü, göz bebeği büyümesi-küçülmesi, göz adale felci gibi sonuçlara neden olduğu gibi solunum sisteminde de tahribatlara yol açar. Nefes darlığı başta olmak üzere, öksürük, solunum felçleri ve bu yolla kalp sıkışmaları sonucu bilinen ölümlere yol açar. Uyuşturucunun kan zehirlenmelerine yol açtığı bilinmekle beraber kansızlık ve kangrenlere bile neden olur. Uyuşturucudan ölen insanlarda yapılan araştırmalar ise çoğunun zehirlenmeleri sonucu öldüğünü göstermektedir.”
ALKOL ÖLÜME GÖTÜRÜYOR
Raporu hazırlayan komisyon üyelerinin dikkat çeken diğer bir tespiti de alkolizmin ülkemizde başta gelen sağlık sorunlarından biri olduğu hususu. Alkolün kullanımının beyin ve sinir sistemi üzerine önemli etkilerinin olduğu belirtilen rapora göre, alkol geçici bir bellek kaybına neden oluyor. Alkol kullanımı uyku bozukluklarına ve bütün gece uyuduktan sonra bile sabah kalkmaya neden olduğu gibi nörolojik bozukluklara da neden olmakta. Karaciğer yetmezliği, yemek borusu varisi, midede gastirite, sürekli baş ağrısı, gerginlik, kan basıncında dengesizlik, kalp yetmezliği, kalp- damar hastalıkları ve kansere neden olduğu da raporda belirtiliyor.
DR. AKSU: “BATAKLIK BÜYÜYOR”
Sağlık Sen raporunu gazetemize değerlendiren Sağlık Sen Genel Başkanı Dr. Ahmet Aksu, “Çocuklar uyuşturucu, alkol ve sigara bataklığındadır. Kötü alışkanlıklar bütün dünya gençliğini tehdit eden bir felâkettir” dedi. Alkol, uyuşturucu ve sigara bağımlılığının bütün dünyada olduğu gibi ülkemiz açısından da en önemli bireysel ve toplumsal sorun olduğunu vurgulayan Dr. Aksu, “Geleceğimizi ipotek altına alan bu sorundan kurtulmanın çaresi de toplumsal mücadeleden geçer. Zararlı maddelerle mücadele aynı zamanda Anayasal bir zorunluluktur. Anayasamızın, 58. maddesi, ‘Devlet gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için tedbirler alır’ hükmünü âmirdir. Yani devlet ve her bir bireyin zararlı alışkanlıklarla mücadele etmesi Anayasal bir görevdir” dedi. 
İNGİLİZ CASUSUN HATIRASINDAN ÖRNEK
Koca bir imparatorluğu yıkan sebeplerden birinin alkol olduğunun altını çizen Aksu; “Osmanlı’yı yıkmakla ve İslâmiyet’i bozmakla görevli İngiliz casusu Hempher’in ‘Hâtıratının’ 45. sayfasında yer alan şu itirafı düşündürücüdür; ‘800 yıllık Endülüs’ü şaraba alıştırarak, aralarına fitne ve fesat sokarak, Kur’an-ı Kerim ve diğer İslâmi kaynakları tartışır hale getirerek ve dini emirlerden kopararak yıktık ve topraklarını işgal ettik. Aynı silahları kullanarak Osmanlı Devleti’ni ve diğer İslâm ülkelerini de bölüp, işgal edeceğiz.’ Buradan da anlaşılacağı üzere zararlı madde alışkanlığının topluma yayılması ve geleceğimizin karartılması için Türkiye hedef ülke seçilmiştir. Bugünlere yılların birikimi ile gelinmiştir” diye konuştu.
MEDYADAN HERKES ŞİKÂYETÇİ
Aksu, medyada yaşanan çirkinliklerin her geçen gün tüm uyarılara rağmen azalmak yerine çoğaldığına dikkat çekerek, şunları söyledi: “Şu anda bütün televizyon kanallarında yayınlanan televole programlarından toplumun her kesiminden vatandaş şikâyetçidir. Ortak tavır olarak bu çirkinliklere devletin el koyarak düzenlenmesi istenmektedir. Televizyon, çocuğun sosyal gelişmesini olumsuz etkiliyor. Konuşma yeteneğinden kültürel yozlaşmaya kadar çocuklarımız üzerinde birçok olumsuz etkisi bulunmaktadır. Ancak en büyük tehlike çocuğun kendisini televizyondaki karakterlerle özdeşleştirerek onun bütün kötü davranışlarını taklit etmesi sonucunda alkol, uyuşturucu ve sigara bağımlısı olup çıkmasıdır. Maalesef ahlaksız diziler, yarışmalar ve televole, ahlaki çöküşün diğer adıdır.”

Kaynak: Anadolu'da Vakit/ Aslan DEĞİRMENCİ

 

  • PAYLAŞ :